Portekiz/lizbon 2. Gün

2.Gün 23 Nisan

 

            Sabah uyanınca Evde kahvaltı yapmak için gidip marketten alışverişimizi yaptık. Sonra bu malzemelerle evde sağlam bir kahvaltı yaptık. Malum kalabalık bir aileyiz . Saat 11 gibi evden çıktık. Bugün ki planımız Elevador de Santa Justa’yı kullanarak Chiado bölgesini gezmek. Sonrada Alfama bölgesine geçmek. Evimizden yürüyerek Rua Augusta’ya çıktık. Hem ara sokakları keşfettik hem de rotamızda ilerlemeye devam ettik. Rua Augusta’dan Rossio meydanına doğru çıkarken bütün güzelliğiyle sizi sol tarafta bekleyen Elevador de Santa Justa’yı göreceksiniz. Asansörü kullanmak için bekleyen insanlardan dolayı Uzun kuyruklar olabilir ama bebek arabasıyla o yolları çıkmak imkânsız. Bu nedenle en mantıklı ve güzel yol asansörle Chiado’ya çıkmak. Zaten Bizde öyle yaptık. Asansör en tepeye çıktıktan sonra merdivenle daha üsteki terasa mutlaka çıkın, manzara harika bütün Lizbon ayaklarınızın altında olacaktır. Terastan inip yolunuza devam ettiğinizde sizi 1329’da yapılmış Carmo Convent karşılayacaktır. Bu kilisede daha önce bahsettiğimiz büyük depremden fazlasıyla zarar görmüş bir yapı. Kiliseyi geçince karşımıza çok şirin bir meydan olan Carmo Meydanı çıktı. Bakmayın birkaç satırda anlattığıma mesafe baya uzundu yorulduk. Dinlenmeye ihtiyacımız vardı. Havada güzel olunca meydandaki masaların birine oturduk ve kahvelerimizi içip, uzun süre sokak şarkıcılarının güzel şarkıları eşliğinde dinlendik. Uzun molamızdan sonra yürüyerek Chiado bölgesini dolaştık sonrada tekrar Rossio meydanına indik.

 

                        Buradan Alfama bölgesini gezmek için 45 Euro’ya 2 adet tutuk kiraladık. Unutmayın tuttuk kiralarken iyi pazarlık yapın fiyatta baya indirim yapabiliyorlar. Ülkede işsizlik had safhada mesela bizim tutukları kullananlardan biri uçak mühendisiydi. İş bulamadığından turist gezdirdiğinden bahsetti. Tuk tuk kiralayarak isabetli bir karar almışız yoksa biz o bebek arabalarıyla Alfama bölgesini hayatta gezemezmişiz. Bizi şehrin enfes manzarasına sahip Miradouro da Senhora do Monte tepesine götürerek gezdirmeye başladılar. Ardından Santa Engrácia Kilisesi (National Pantheon)’ne gittik. Bu kilisede Portekiz’e mal olmuş, Fado’nun kraliçesi Amália Rodrigues’in, Portekiz’in efsanevi futbolcusu “Kara Panter” lakaplı Eusebio’nun ve Portekiz krallarının mezarları bulunmaktadır. Kiliseden sonra Alfama’nın daracık sokaklarında kaybolduk. Fotoğraflardan bakabilirsiniz. Tuttukla olan gezimiz São Jorge Kalesinde son buldu. kalenin içinde yer alan müzeyi gezmek için geç kalmıştık. Bu nedenle gezimizin son gününde vakit bulabilirsek tekrar gelmeye karar verdik. Kale tabi ki bir tepede yer alıyor. Kaleden aşağı inerken hediyelik eşya dükkânları çok ilgimizi çekti ve bol bol alışveriş yaptık. sonrada tuttuk kullanan arkadaşlarında önerisiyle ve bize yakın olan Cervejaria Baleal’e doğru yürüyerek yavaş yavaş gittik. Esnaf lokantası tadında bir yer. Garsonlarımız yaşlı ama çok güler yüzlüydü. Deniz ürünleri ağırlıklı bir menüleri var. Her şey gerçekten lezzetliydi. 1.5 yaşındaki kızım Ahtapot salatasını silip süpürdü. Hesap ne kadar geldi not almamıştım ama o kadar kalabalığa gayet makul bir hesap ödedik. Yemekten sonra Aslında hep beraber bir Fado gecesine katılmak istiyorduk. Mekânlarla ilgili baya detaylı araştırmada yaptık ama o kadar çocukla bunu göze alamadık. Eve dönmeye karar verdik. Yürüyerek evimize döndük. Çayımızı demledik, bol bol gülüp sohbet ettik. Saat iyice geç olmuştu. Herkes odasına çekildi ve uyudu. Böylece Lizbon’daki ikinci günümüzü de bitirmiş olduk.

Yorum bırakın